Kelimeler yetersiz kaldığında, kendilerini farklı bir dille ifade eden insanlar vardır: Müzisyenler. Kendilerini güzel harmanlanmış notalarla ifade eden, benim de içinde olduğum bu grup bütün bunları doğuştan itibaren biliyor muydu? Tabii ki de hayır. Peki ya siz dillerin yetersiz kaldığı durumlarda kendinizi müzikle ifade etmek istemez misiniz? Bu yazımda sizlere müzik yapmanın 3 temel ilkesinden bahsedeceğim.
Araştırma yapmadan, direkt olarak müzik yapmaya çalışmak hem zaman hem de motivasyon kaybına sebep olur. Bu araştırma süreci müzik dinleyerek başlar ve onunla devam eder. Hangi müzik enstrümanını vs. alacağınız, sadece bu sürece dahil olur. Sonuç olarak bir müzisyenin veya müzisyen olmak isteyen bireyin en önemli araştırması dinlediği müziklerdir.
Müzik enstrümanını çalma süreci uyumla başlar. Uyum çalışması hem zihinsel hem de fiziksel olup, enstrümandan enstrümana değişiklik gösterebilir. Araştırarak fark ettiğiniz çalma tekniklerini de düzenli olarak pratik ederek öğrenmelisiniz. Dinlediğiniz müzikleri çalmayı deneyerek hem bu teknikleri daha da iyi bir şekilde öğrenebilirsiniz hem de müzik kulağınızı geliştirebilirsiniz, bu süreçte deneme-yanılma yapmanız olası dolayısıyla kendinizi Mozart ile kıyaslamayın. Şunu unutmayın; enstrümanınızı ne kadar iyi tanıyorsanız, duyduklarınızı o kadar rahat çalarsınız.
Yabancı dil öğrenmeye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz? Kendinizi ifade etmekte ne kadar da zorlanmıştınız. Müzik de aynı buna benzer, ilk kez öğrenirken kendimizi ifade etmek çok zordur. Ancak kendimizi geliştirdikçe hissettiklerimizi insanlara daha rahat anlatabilir hale geliriz. İnsanlarla iletişim kurmak için sadece konuşmanız gerekmez, hislerinizi onlara müzik aracılığıyla iletebilirsiniz.
Eğer kitleler tarafından başarılı kabul edilen bütün müzisyenlere bakarsanız, hepsinin temel olarak 3 noktası olduğunu görürsünüz: Sürekli araştırmaları, düzenli pratik yapmaları ve hislerini yansıtmaları.
Sonraki yazımda görüşmek üzere!
Mert Kesim 
Bir Cevap Yazın